Çocuklarda Duygusal Yeme | Terapi Evreni
Çocuklarda Duygusal Yeme

 

•      Duygusal Yeme Nedir? Duygusal yeme; yeme problemlerinden birisi olarak tanımlanmakta olup olumsuz duygulara karşılık olarak gelişen aşırı yeme eğilimini anlatan bir yeme bozukluğudur.

•      Duygusal yeme psikolojik yeme çeşidi olarak görülmektedir ve değişik ruh hallerinin kontrolü ve rahatlama hissi için besin tüketiminin gerçekleşmesinin bir sonucudur.

•      Duygularımız, iştahımızın yemek yeme sırasında açılması ve besin alımının artıp azalması üzerinde %30-48 oranında etkiye sahiptir.

•      Duygusal yeme; yeme problemlerinden birisi olarak tanımlanmakta olup olumsuz duygulara karşılık olarak gelişen aşırı yeme eğilimini anlatan bir yeme bozukluğudur.

•      Duygusal yeme tutumu olan insanlar, stresin olumsuz duygularını 'açlık' olarak etiketlemeyi öğrenmişlerdir .

•      Kızlarda erkeklere oranla 10 kat daha fazla görünür.

•      Duygusal yemeyi stres, depresyon, ebeveyn modellemesi, öfke, can sıkıntısı ve mutluluk etkileyebilmektedir.

•      Özellikle okul öncesi dönemde çocuklarda iştah bir önceki dönemlere kıyasla azalmaktadır ve besin alımı bir önceki dönemlere istinaden düzensizleşmektedir. Bu süreçte aileler çocuklarını beslemek konusunda sıkıntı yaşarlar ve bu konu hakkında endişe duyarlar.

•      Endişe de ailelerin üzerinde baskı kurar ve aileler de aynı baskıyı çocukların üzerinde oluştururlar. Araştırmalara istinaden çok baskı kurulan ve bu şekilde yetiştirilen çocuklarda ileriki dönemlerde baskı görmeyen çocuklara kıyasla yeme bozuklukları problemi daha fazla görülmektedir (Bryant ve ark., 2010).

•      Olumsuz duygusal durumlara yanıt olarak yeme çocuklukta ve yetişkinlikte vücut ağırlığı kazanımına ve obeziteye katkısı bulunan davranışlar olarak tanımlanmışlardır.

    Risk grupları:

•      Duygusal yemek yemenin risk grupları içinde çocuklar, ergenler, obez kişiler, dürtüsel kişiler olduğu araştırmalar tarafından bulunmuştur.

 

•      Çocuklar ve ergenlerde kontrolsüz aşırı yemenin, aşırı kilolu çocuklar ve ergenler arasında giderek yayıldığı görülmektedir.

•      Duygusal yemenin erken tespiti, kilo kontrolünün ve çarpık yeme bozukluklarının önlenmesi ve tedavisi için önemlidir.

•      Yapılan bir çalışmada genel ebeveynlik ile duygusal yeme arasındaki ilişki incelenmiş ve ebeveynlik ve aile etkileşiminin duygusal yeme üzerinde önemli etkiye sahip olabileceği bildirilmiştir.

Araştırmalar çocukları üzerinde daha etkin olan veya çocuğun duygularını önemseyen ailelerin çocuklarının, duygusal yeme oranının daha düşük olduğunu göstermektedir.

•      Ayrıca yeme bozuklukları, depresyon ve anksiyeteyi içeren anne psikopatolojisi, çocukların beslenme sorunlarıyla ilişkilidir.

Annenin engellenmemiş yeme, açlık, vücut memnuniyetsizliği, bulimik semptomlar, kısıtlama ve zayıf olma dürtüsü gibi spesifik yeme bozukluğu semptomları, çocuğun yaşamının ilk 5 yılındaki yeme davranışı ile ilişkilidir.

•      Duygusal yemek yemeyi etkileyen en önemli etkenler arasında aile dinamikleri ve ebeveyn tutumları gelmektedir.

•      Yeme davranışının ebeveyn ve çocuğu arasında ilişkinin göstergesi olduğu düşünülmektedir.

Literatürdeki birçok araştırmada duygusal yeme sorunu olan veya eğilimi olan kişilerin aileleri ile iç çatışma yaşadıkları, depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik sorunlarını yemek yiyerek çözmeye çalıştıkları görülmüştür.

•      Duygusal yeme eğilimi olan çocukların ebeveynlerinin empati yapma bakımından daha zayıf ve daha az destek destekleyici olduğu görülmüştür .

Aşırı yemek yiyen ve duygusal yeme davranışı gösteren kişiler aileleri ile olan ilişkilerini diğer kişilere kıyasla daha sağlıksız olarak nitelendirmiştir.

Ebeveyn Modellemesi ve Etkileri

•      Snoek ve arkadaşlarının ifade ettiğine göre, ebeveynler, modelleme yoluyla çocuklarının duygusal yeme davranışlarını etkileyebilir. Erken gözlemsel çalışmalar, ebeveyn davranışlarının çocukluk çağındaki duygusal yeme oluşumunda önemli rol oynayabileceği fikrini ortaya çıkarmıştır.

•      Özellikle duygusal besleme tarzının (yani duygusal sıkıntıya yanıt olarak beslemenin) duygusal yeme alışkanlığını geliştirebileceği öne sürülmüştür.

•      Ebeveynlerin, bazılarının diğerlerinden daha fazla, çocuklarının sıkıntısını düzenlemek için yiyecekleri kullanması sıkça görülür. Ebeveynler büyük olasılıkla işe yaradığı için bunu yapmaya devam ediyor.

•      Bununla birlikte, bu besleme uygulamaları, yanlışlıkla çocuğa aynı taktikleri sıkıntı içindeyken uygulamayı öğretebilir.

•      Psikosomatik teoriye göre, duygusal yeme erken öğrenmenin sonucudur. Basitçe söylemek gerekirse, üzüldüğünde veya olumsuz duygular ifade ettiğinde tekrar tekrar beslenen bir çocuk, yemek yemenin bu tür duyguları düzenlemeye yardımcı olduğunu öğrenir.

•      Çocuklarının yemekle kolayca yatıştırıldığını deneyimleyen ebeveynlerin, çocuklarını duygusal olarak beslemeleri daha olası olabilir.

•      Zamanla, bunun çocuk için duygular ve yemek arasındaki bağlantıyı güçlendirdiği varsayılır.

•      Aynı zamanda çocuklar ebeveynlerinin duygusal uyaranlara tepki olarak yemek yediğini gözlemler ve bu nedenle duygusal ipuçlarıyla karşılaştıklarında aynı şeyi yapmaları daha olası olabilir.

•      Wardle ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada duygusal yeme alışkanlığı olan çocukların annelerinde de duygusal beslenme stili olduğu tespit edilmiş

•      Çocuklar sadece ailelerinin yiyecek alımı ve tercihlerini değil, besinlere karşı tutumlarını ve yeme davranışlarının arkasındaki nedenleri de modelleyebilirler.

 

Ebeveyn besleme uygulamaları nelerdir?

•      Genel olarak ebeveynlerin çocuklarını besleme uygulamalarının temel kalıpları “otoriter”, “Demokratik”, “hoşgörülü”, “ihmalkâr” ve “duygusal” olarak beş kategoride incelenebilir.

Otoriter Beslenme

•      Otoriter ebeveynler çocuklarını kendi kuralları doğrultusunda kısıtlayan ve kontrol eden bir yapıdadırlar. Disiplin sağlamak için çocukla anlaşmak yerine ceza verme eğilimindedirler duygusal ve fiziksel doyuma çok önem vermezler.

•      Bu çocukların obezite riski altında olabileceği belirtilmiştir çünkü çocuğun yemek yeme davranışı üzerindeki aile kontrolü ortadan kalktığında çocuk daha fazla yemek yeme eğilimi gösterebilir.

•      Ayrıca otoriter besleme uygulayan annelerin çocukları açlık ve tokluk durumlarında annenin işaretine odaklandıkları için içsel tokluk hissini geliştirememiş olabilirler.

•      Ebeveynin aşırı kontrol uygulamasının ardından çocuğun aç olmasa bile yasak besinleri tüketme isteğinin arttığını bildirmiştir.

•      Yapılan çalışmalar açık bir şekilde kısıtlandığını gören çocukların sağlıksız atıştırmalıklara daha çok yöneldiğini göstermiştir.

•      Demoktratik Beslenme

•      Demokratik ebeveynler çocuklarıyla karşılıklı anlaşarak davranışlarına sınır koyarlar. Duygusal ve fiziksel doyuma çok önem verdikleri gibi çocuklarıyla ilişkilerinde destekleyici ve samimidirler.

•      Demokratik beslemede fiziksel ve duygusal doyumun daha fazla olduğu, otoritatif ebeveynlerin çocuğun yüksek yağlı besin tüketimini ve atıştırmalarını daha iyi kontrol ettikleri belirtilmiştir.

•      Mantıksal bir çerçeve içinde fakat çocuğun istekleri de göz önüne alınarak beslenme ihtiyacı karşılanmaktadır; bu nedenle, en sağlıklı besleme tarzı olduğu sonucuna varılmıştır.

•      Bu ebeveynlerin yetiştirdikleri çocukların beslenme problemi göstermemelerinin yanında, daha yüksek sosyal, akademik ve duygusal gelişim gösterdikleri belirtilmiştir.

•      Bireylerin psikolojik ve beslenme durumu ilgili profesyonellerce bireylerin hem psikolojik durumları hem de beslenme alışkanlıkları göz önüne alınarak değerlendirilmeli ve bir tedavi planı oluşturulmalıdır.

Sevgilerimle..

 


Psikolog
Yazar
Psikolog Begüm
Seans Ücretleri
  • Görüntülü1100.00 TL
  • Sesli1050.00 TL
Seans süreleri 45 dakikadır. Hemen Randevu Al

Psikolojik Desteğe Mi İhtiyacınız Var?

Hemen Şimdi Seansa Başla!
Müşteri Temsilcisi
E-Posta Adresi
Adres
Beşiktaş / İstanbul