Deprem Psikolojisi

Deprem fiziksel yıkımlara yol açmasının yanı sıra psikolojik yıkıma da neden olan bir doğa olayıdır. Deprem konusunda kişilerde kaygıya neden olan şey aslında bilinmezlik düşüncesi ve belirsizliktir. Ne zaman olacağı, nerede olacağı, ne şekilde olacağı, kaç şiddetinde olacağı, ne kadar zarar göreceğinizin belirsiz olması zihinde bir belirsizlikler silsilesi yaratır. Dolayısıyla zihinde olan bu soru işaretleri bir alarm haline dönüşür, zihnimiz bir korku ve kaygı alarmına geçer. Yani aslında zihin mekanizmamız bize ‘ her an tehlike gelebilir kendini koru ‘ düşüncesini benimsetir. En kötü felaket senaryolarını bizlere düşündüren zihin aslında doğası gereği bizi en kötü durumlara hazırlamayı amaçlar. Fakat bu mekanizma özellikle deprem gibi doğal afet durumlarında yaşamı oldukça olumsuz etkilemektedir.
Bu noktada devreye deprem psikolojisi oluşumu girmektedir.

Deprem psikolojisi nedir?

Deprem psikolojisi kişinin kendini çaresiz hissetmesi, ne yapacağını bilememesinden dolayı sürekli bir kaygı hissetmesi durumudur. Bu durum yalnızca depremle alakalı değil zihnimizde bize korku yaratan tüm durumlarda geçerli. Deprem, afetler, fobiler ve daha fazlası…
Bizlere hep depremle ilgili travmatik ve kötü durumların izletilmesi aslında her deprem kelimesine maruz kaldığımızda yine o kötü görüntülerin zihnimizde canlanmasına ve aynı duyguya girmemize neden oluyor.
İnsan her duruma çok çabuk uyum sağlayan bir canlıdır. Bu nedenle kabul gerçekleştiğinde bir sonraki aşama başlar fakat kabul yoksa bir sonraki aşama gerçekleşmez ve olduğunuz yerde sadece çırpınırsınız. Burada kabulden kast edilen elbette deprem olacaksa olacak şeklinde bir umursamamazlık duygusu değildir; gerekli tüm önlemleri almak, güvenli alanda olduğunuzu ve elinizden geleni yaptığınız bilinciyle deprem olduğunda da soğuk kanlı bir şekilde panik haline kapılmadan kabul durumuna geçmektir.

Deprem korkusunun önüne nasıl geçilir?

Deprem psikolojisinden kurtulmak için kişi önlemler alabilir. Çünkü önlem almak bu noktada bizleri en çok rahatlatan şeydir.
Acı görüntüleri tekrar tekrar izlemekten uzak durabilirsiniz
Gücünüzün yettiğince ihtiyaç sahiplerine ve depremzedelere destek olabilirsiniz
Kendinize güvenlik alanları oluşturabilirsiniz
Bu alanda yapacaklarınızı belirleyebilirsiniz
Önceden belirlenmiş yaşam üçgenlerinizi benimseyebilirsiniz
Çocuklarınızı ,kendinizi ve çevrenizi deprem ile ilgili bir bilinçlendirebilirsiniz
Deprem korkusu gibi bir bozukluk yaratmadan negatif duygunuzu kontrol etmeye çalışabilirsiniz

Şunu unutmamalıyız ki; deprem ülkesinde yaşadığımız değişmez bir gerçektir. Bu nedenle kendinizce elinizden gelen önlemi aldığınızdan emin olmanız sizi psikolojik olarak kaygı duygusundan uzaklaştıracaktır.
‘Deprem oldu, tekrar olabilir ve ben olduğu zaman ne yapacağımı düşünürüm şimdi burada hayatımı devam ettirmek ve var olan şartlar içinde hayata bir şekilde adapte olmak zorundayım.’  Düşüncesini benimseyerek hayatın akışına devam etmemiz gerekmektedir. Tüm kaygıların bozukluğa dönüşmesi o şeyden kaçıp kabul etmemekten yani direnç göstermekten kaynaklanır.
Yapabileceklerinizin ne olabileceğini listeleyip, gerçekleştirmek ve devamında ise o duruma bir an önce adapte olmaya çalışmak gerekmektedir.
Depremi yaşayan bizler hayatın sadece olumlu yaşantısal olaylardan değil, tüm yaşantısal olaylardan oluşabildiğini ama ne olursa olsun bunları yönetebilecek becerilerimizi hayatımıza uygulayabileceğimizi kendimize hatırlatmalıyız.
Hepimize geçmiş olsun…