Konfor Alanı

Konfor Alanı, minimum stres, rahatlık ve durağanlığın hüküm sürdüğü evre olarak tanımlanır. Genellikle bizi “ben başarısızım, değersizim, yetersizim” gibi olumsuz kodları kişiyi terapiye getirir.

     Kod bir kere yazıldığında,  bir kere olumsuz bir inanç geliştirdiğimizde; artık orası bizim konfor alanımızdır. Konfor alanı demek; kendimizi huzurlu, mutlu hissettiğimiz yer demek değildir; kendimizi alışık olduğumuz durumların içinde bulmaktır. Örneğin, kişi çocukluğundan beri ihmal edilmişse; ihmal edilme hissi mutsuzluk yaratsa da, o durumun nasıl bir şey olduğunu bildiğinden, sürekli kendini ihmal edileceği durumların içine sokar. Örneğin, eş seçimini veya arkadaş seçimini ihmal edildiği kişilerden seçer.
 

     Konfor alanı içinde “konfor” yani rahatlık kelimesi geçse de yetişkinlik olarak bize pek de rahatlık sağlamıyor. Konfor alanı en az risk aldığımız, içine tanımadığımız hiçbir şeyi almadığımız bir alandır, burada hep aşina olduğumuz, daha önce deneyimlediğimiz durumlardır. Konfor alanı kişiden kişiye göre değişir. Mesela sabit bir düşünce kalıbından çıkmamak, sürekli bir duyguda kalmak(kaygı,endişe gibi), benzer tip aktiviteler yapmak, hep aynı insanlar görüşmek, hep aynı yerlere gitmek konfor alanına örnektir. Konfor alanı belli bir deneyim sonucunda öğrendiğimiz, kendimizi korumak için öğrendiğimiz fakat sonrasında bize pekte hizmet etmeyen bir alandır.Konfor alanı, bir yere giderken koşulsuz olarak hep aynı yolu kullanmak gibidir. Belki kestirme veya daha kolay ulaşım imkanları vardır fakat oraya hiç bakmamak gibidir.

     Kişi bilinçaltında neye inanırsa seçimlerini ona göre yapıyor ve bunu sorgulamadan yapıyor. Örneğin, alkolik bir ebeveyne sahip olan bir çocuk, evlendiğinde alkolik bir partner seçimi yapıyor ve bu kişiyi seçerken alkolik olduğunu bilmiyordum diyor. Biliçaltı bunu mıknatıs gibi seçiyor, zihin bildiğini seçmekte çok başarılıdır, siz belki orda mutlu değilsiniz fakat orası sizin bildiğiniz biz yer

Zihnimiz her zaman tutarlılığı sever, dolayısıyla tutarsızlığı denenemek için elinden geleni yapıyor. Konfor alanı mutlu olduğunuz, rahat olduğunuz yer değildir. Konfor alanı bildiğiniz yerdir ancak biliyoruz ki bu alan bu hizmet etmiyorsa, buradan çıkmamız gerekmektedir.

Konfor alanından nasıl çıkarız?

Keşfediyoruz ve bu keşifleri yaparken hangi faktörlerin bizi aşağı çektiğini, ve bu konfor alanınız bize sağladığı avanyaj ve dezavantajları gözlemlemekten geçer. Bu alanın elbet bi avantajı vardır ki burada kalmak istiyoruz. Nasıl oluyor bu* risk almamış oluyoruz

Zihin diyor ki ben şiddetle baş etmeyi zaten biliyorum diye beyin bunu seçiyor, bana gerçekten değer veren, seven bir kişiyi deneyimlemedim bu yüzden bundan korkuyor çünkü bilmiyor. O sebeple bu avantaj ve dezavantajları fark etmek gerek

Bir duygu da konfor alanı olabilir örneğin kaygı, kaygılı hissetmek benim konfor alanıysa kişi bu duygu olmadan yaşamakta çok zorlanır bu sebeple küçük adımlarla bu alandan uzaklaşmak önemlidir. Küçük adımlar büyük başarılar, değişimler doğurur. Yani fark ettikten sonra en küçük değişimlerle başlıyoruz, örneğin işkolik biri konfor alanı en iyi bildiği şey çalışmak. Buradan çıkmak için ilk etapta tüm günler iş dışında bir şey düşünmemek, yapmamak çok zordur. Bu sebeple ilk olarak haftasonları eve iş getirilmemesini hedefleyebiliriz. Kolay olandan başlayıp, ufak şeylerle kendimizi maruz bırakıyoruz.

Dönüşüm; önce bu inançları fark etmeyi, sonrasında kökenlerini anlamayı ve son aşama olarak bilinçli bir şekilde davranış değişikliği yapmayı gerektirir.

Bu şekilde konfor alanından çıkmaya başlarız ve yeni deneyimlerle yeni kodlar yazılır. İşte bu aşama çok önemlidir. Konfor alanından çıktıkça kişi belirsizlik yaşamaya başlar ve eski kod kendini yaşatabilmek için kişiye sürekli oyunlar oynar çünkü beyin belirsizlik sevmez. Bu noktada istikrar çok önemlidir çünkü dönüşüm, belirsizliğe tahammül edebildiğimiz kadar gerçekleşir.

Yıllarca pekiştirilerek adeta sistemimize kazılan kodlar bir günde yaratılmadığı gibi, bir günde de silinmezler. İstikrar, çaba, farkındalık, cesaret, sabır ve inanç gerektirir. Konfor alanından çıkınca bilinçaltından çıkınca zihin sizi durdurmaya çalışır, stres seviyesi artar çünkü bilmediği yer olduğu için sinyal verir. Bu sebeple istikrar önemlidir.