Neden Hep Narsistleri Seçiyorum?

  Çekimin Psikolojik Sırrı: Hayatımızın bir döneminde, karizmatik, özgüvenli, etkileyici birine rastlamış ve bu kişiyle yaşadığımız yoğun duygusal başlangıç bizi adeta büyülemiş olabilir. Ancak zamanla bu kişinin fazla eleştirel, kontrolcü ya da duygusal olarak mesafeli biri olduğunu fark ettiğimizde kafamızda şu soru belirir: “Neden böyle birine çekildim?” Narsist bireyler ilk etapta oldukça etkileyici görünürler. Kendilerinden emin duruşları, sosyal ortamlardaki cazibeleri ve başta gösterdikleri yoğun ilgiyle karşılarındaki kişide büyük bir hayranlık uyandırabilirler. Özellikle ilişkiye başlarken gösterdikleri aşırı sevgi, ilgi ve övgü kişiye “ruh eşimi buldum” hissini yaşatabilir. Ancak bu idealizasyon süreci kısa sürede yerini eleştiriye, duygusal soğukluğa ve kişinin kendinden şüphe duymaya başlamasına bırakabilir. Peki neden bu döngüye kapılırız? Çocukluk deneyimlerimiz bu konuda önemli bir rol oynar. Mesafeli, eleştirel ya da aşırı talepkâr ebeveynlerle büyüyen bireyler, yetişkinlikte narsistik özellikler taşıyan partnerleri tanıdık ve hatta “tamamlayıcı” hissedebilirler. Kaygılı ya da kaçınan bağlanma stilleri, kişinin böyle ilişkileri güvenli sanmasına neden olabilir. Bir diğer etken, kişinin kendi içindeki değersizlik duygularıdır. Kendini yetersiz veya sevilmeye layık hissetmeyen birey, narsist partnerin onayına bağımlı hale gelebilir. Onun gözünde “değerli” olmak, bir anlamda kendi eksikliklerini onarma çabasıdır. Ancak bu çaba çoğunlukla karşılıksız kalır. Bazı kişilerde de “kurtarıcı” rolü ön plana çıkar. “Onu ben iyileştiririm” ya da “sevgimle değişir” gibi düşüncelerle başlayan bu ilişkiler, kişiyi kendi duygusal ihtiyaçlarından uzaklaştırarak tamamen partnerin onayını kazanmaya yönelik bir mücadeleye sürükleyebilir. Narsist partnerle kurulan ilişkiler genellikle yoğun duygularla örülüdür. Yaşanan iniş çıkışlar bir çeşit bağımlılık yaratabilir. Özellikle tutkulu başlayan ilişkilerde, ilişkinin kaybedilme korkusu, yaşanan idealizasyon döneminin yeniden geleceğine dair umutla birleşir. Bu da kişiyi ilişkide tutan en güçlü duygusal zincirlerden biridir.Narsist partner zamanla kişinin özsaygısını, benlik algısını ve özgüvenini aşındırabilir. Kişi çoğunlukla kendini suçlar, hatayı kendinde arar ve “yetemediğini” düşünür. Fakat bu döngüyü fark etmek, üzerinde düşünmek ve profesyonel destek almakla birlikte dönüşüm başlar. Terapi süreci, kişinin duygusal ihtiyaçlarını tanımasına, bağlanma kalıplarını gözden geçirmesine ve sağlıklı sınırlar koyabilmesine yardımcı olur. Sonuç olarak, narsist partnerlere duyulan çekim bir tesadüf değil, çoğunlukla geçmişten gelen duygusal dinamiklerin bir yansımasıdır. Eğer bu yazıyı okuyorsanız ve siz de bu döngüde olduğunuzu düşünüyorsanız terapi desteği ile bu döngüyü kırabileceğinizi bilmelisiniz. Unutmayın: Farkındalık güçlüdür ve şefkatle atılan her adım, sizi daha sağlıklı ilişkilere yaklaştırır.