Öğrenilmiş Çaresizlik | Terapi Evreni
Öğrenilmiş Çaresizlik

Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin benzer durumlar üzerinde sürekli olarak olumsuz tepkiler ya da sonuçlar almasıyla birlikte ortaya çıkan bir durumdur. Kişi stres verici bir durumla karşılaştığında, bu durumu kontrol edemeyeceğini düşür. Bu durumu yaşayan kişiler başarısızlığı baştan kabullenmeye başlar.  Birçok durumda bu başarısızlığı yaşayan ve kabul eden kişi, psikolojik olarak oldukça yoğun baskı hissettiği bir çıkmaza girer. Başarının önünde duran engelleri içselleştirir ve kabul eder. Artık bu kişinin başarıya karşı inancı kalmamaya başlar. Hatta başarıya giden yoldaki engelleri önünden alınsa da kişi başarısızlığına o kadar inanmıştır ki engellerin kalktığını bile fark etmeyecek duruma gelir. Bu kişilerden duyduğumuz benzer kalıp cümleler vardır. Bu cümleler;

"Ne yaparsam yapayım sonuçta hiçbir şey fark etmiyor."

"Yapamayacağım."

"Hiçbir işim düzgün gitmiyor. Bu da olmayacak"

"Konuşsam da beni anlamayacak."

“Uğraşmaya bile gerek yok. Gene olmayacak.”

Düşüncelerimizin ve inançlarımızın, davranışlarımızı oldukça etkilediğini görebiliriz. Bir şeye başlarken motivasyonun önemi oldukça büyüktür. Fakat bu düşüncelere, inançlara sahip olan bir kişinin motivasyonu düşük olacaktır. Bundan dolayı kişinin istediği, odaklandığı konuda başarılı olma ihtimali de doğru orantılı olacak düşecektir. Düşük motivasyon ve birçok dinamikle birlikte başarısızlık kaçınılmaz hale gelecektir. Bu durum için verilebilecek en güzel örneklerden biri Jorge Bucay’ın fil hikâyesidir.

“Hindistan’da filler sirk gösterilerinde eğitilmek için daha bebekken kalın bir zincirle bir kazığa bağlanır ve kaçması engellenir. Bebek fil kaçmayı defalarca dener ama bağlı olduğu zinciri koparmaya gücü yetmez. Yıllar içinde bebek fil büyür ama hala zincire bağlı olarak bekler. Oysa fil kocaman olmuş, güçlenmiştir. Zinciri ve kazığı sökebilecek kuvveti vardır ama bunu yapmayı denemez bile. Çünkü artık bir çıkış yolu kalmadığına inanmıştır. Kırılamayan filin bağlı olduğu zincir değil, hayvancığın çaresizlik inancıdır.”

Bu duruma bir de Seligman’ın deneyi ile bakabiliriz.

Seligman öğrenilmiş çaresizliği köpekler üzerinden deneyler. Deneyinde yirmi dört tane köpeği üç gruba ayırır. Köpeklere belli seviyede şok uygulanır. İlk gruptaki köpekler, düğmeye bastıklarında şok kesilir. İkinci gruptakiler düğmeye bassalar bile şok kesilmez.  Üçüncü gruptaki köpekler ise kontrol gruptur. Yani herhangi bir şok uygulanmaz. Yirmi dört saat sonra köpeklerin hepsi iki bölmeli kısa çitlerden oluşturulmuş kapalı bir alana konulur ve köpeklere belli miktarda şok verilir. 1. ve 3. grup şoktan kurtulmayı başarırken 2. grup şoktan kaçamaz. Çünkü 2. grubun önceki deneyiminde düğmeye bassa bile şok kesilmemişti. Bundan dolayı düğmeye bassa bile şoktan kurtulamayacağını düşünen köpekler şoka maruz kalıp şokun geçmesini beklemiştir.

Nasıl Başa Çıkabilirim?

Öncelikle başarıya yüklenen anlamı değiştirmek oldukça değerli olacaktır. Herkes için kavramlara verilen anlam ve tanım farklıdır. Bundan dolayı başarının sizin için ne anlam ifade ettiğine bakabilirsiniz. Örneğin bazıları için başarısızlık başarıdan daha değerlidir. Kişiyi hedefi yolunda daha motive edebilir, kişi daha iyi odaklanabilir, başarısız olduğu dönemden dersler çıkararak farklı çözüm yolları bulabilir ve farklı bakış açıları kazanabilir. Bazıları içinse başarısızlık kendine verdiği değeri düşürebilir, yapacağı işten vazgeçebilir, bir başarısızlık diğer hayallerinden kişiyi alıkoyabilir. Kişi başarısızlığı tanımlarken sanki kendi değeri üstünden tanımlayabilir. Sanki başarısızlık onun başarısız bir insan olduğunu kanıtlar gibi düşünebilir. Hâlbuki başarısız olmak kişiyi başarısız bir insan yapmaz.

Kişi başarısız olacağım düşüncesi ve öğrenilmiş çaresizliğiyle birlikte aksiyon almaktan vazgeçer. Bundan dolayı ilk yapılacak şey. Başarısızlığa rağmen eyleme geçebilmektir. Fil hikâyesini hatırlayalım. Fil büyüyüp güçlense de zinciri kırmak için bir şey yapmıyordu. Bundan dolayı eyleme geçmek bu noktada çok değerli. Sonrasında başarısızlığa verilen anlamları tekrardan değerlendirip olumluya dönüştürmek bu noktada önemli olacaktır. Olumsuz düşünceler akla geldiğinde ise onları kanıtlayan ve çürüten şeyleri yazarak düşüncelerin ne kadar gerçekçi olduğuna bakılabilir. Bunlardan sonra belirlediğiniz ilk hedefin kısa vadeli olması da bu konuda olumlu olacaktır.

Her şeye rağmen tıkanıp kalmış gibi hissediyorsanız. Kendi başınıza altından kalkamıyor gibi hissediyorsanız. BDT(Bilişsel Davranışçı Terapi) ekolü ile çalışarak olumlu sonuçlar alacağınızı düşünüyorum.

Zincirlerinizi kırmanız dileğiyle…

 

Psikolojik Desteğe Mi İhtiyacınız Var?

Hemen Şimdi Seansa Başla!
Müşteri Temsilcisi
E-Posta Adresi
Adres
Beşiktaş / İstanbul